Kapalı Kapılar Ardında: “Sevgili Bitcoin CEO’su, Lütfen PoS’a Geçer Misin?”

2 years ago 128

Dijital haklar ve dijital kültür üzerine Almanca bir haber sitesi olan ve her şeyin yanında açık kaynaklı yazılım, veri koruma ve mahremiyet ve ağ tarafsızlığı konularını da ele alan Netzpolitik, bugün paylaştığı bir yazı ile Avrupa Birliği (AB) yetkililerinin kapalı kapılar ardında Bitcoin‘i yasaklamaktan bahsettiğini ifade etti.

“Sevgili Bitcoin CEO’su, Lütfen PoS’a Geçer Misin?”

Netzpolitik’in haberini paylaşan popüler kripto haber paylaşım sayfası db, “Sevgili Bitcoin CEO’su, lütfen PoS’a geçer misin?” sözleri ile haberi kullanıcılarına aktardı. Peki, Alman haber sitesinin yazısında nelere değiniliyor? Hep birlikte bir göz atalım…

Netzpolitik’in haberine yapılan açıklamalarda ilk olarak Bitcoin’in enerji tüketimine değiniliyor ve “Kripto paranın iklim değişikliğinin itici gücü olabileceğine dair uyarılar, Berlin ve Brüksel’deki yetkililer arasında rahatsızlığa neden oluyor. Netzpolitik.org tarafından ortaya çıkarılan belgelere göre kapalı kapılar ardında, Avrupa Komisyonu ve Alman hükümeti Bitcoin madenciliği ve kripto para işlemlerini yasaklamayı düşünüyor.” sözleri kullanıldı.

Bunun yanında Bitcoin’in enerji tüketimi sürekli bir gündem konusu olarak temcit pilavı gibi önümüze sürülürken geleneksel bankacılık sistemlerini ve altın gibi değerli metallerin madenciliğinin enerji tüketiminden bahsedilmemesi dikkatleri çekiyor. Aslında bu konuda belgeler paylaşılıyor ancak ana akım nedense bu belgeleri görmezden gelmeyi tercih ediyor… Çünkü Bitcoin, kripto para birimleri, NFT’ler ve Web 3.0 gibi yeni teknolojiler ne rüşvet ile iş yapanların ne de hiçbir katkı sağlamadan para kazanan aracıların işine gelmiyor.

Bunun yanında yine Netzpolitik’te ifade edilen bilgilere göre Greenpeace ABD ve diğer STK’ların bir kampanyası , Bitcoin’in kodunu değiştirmesini talep ediyor. Burada da db’nin paylaşımına denk geliyor: “Sevgili Bitcoin CEO’su lütfen PoS’a geçer misin?” 🙂 Ancak burada unutulan bir şey var. Bitcoin’in bir CEO’su yok ve bu talebi değerlendirecek olan “topluluk” yani Bitcoin’den çıkarı olanlar değil Bitcoin’i gerçekten kullananlar. Tabii db’nin bu paylaşımı trajikomik bir paylaşım olarak yaptığını da biliyoruz.

Bununla birlikte Bitcoin ekosistemi de kripto para birimine daha enerji verimli bir madencilik algoritması dayatma teklifine direniyor. Florian Glatz, “Bence Bitcoin’in iş kanıtı, tam kriz zamanlarında bize yardımcı olabilecek sosyal bir başarıdır. Hisse ispatı gibi alternatifler aynı dayanıklılığa sahip değil.” sözlerini kullanıyor.

Kapalı Kapılar Ardında Neler Oluyor

Paylaşılan haberde yapılan açıklamalara göre AB enerji kullanımını iki şekilde sınırlayabilir:

  • Bitcoin gibi PoW algoritmasını kullanan varlıkların AB içinde madenciliği yasaklanabilir. Ancak bu çok kısıtlı bir önlem olur. Çünkü AB içinde madencilik çok düşük oranda yapılıyor.
  • İkinci olarak ise AB, Çin’in yaptığı gibi Bitcoin’i yasaklayabilir. Ama bunun da ilerleme için ne kadar doğru bir adım olduğu açık bir tartışma konusu.

Netzpolitik’in elde ettiği belgelere göre AB kapalı kapılar ardından bunlar konuşurken, Bitcoin’den bir şeyler talep edebileceklerini de dile getiriyor. Yapılan açıklamalarda ve elde edilen belgelerde ise “Ethereum değişebiliyorsa, aynı şeyi BTC‘den yasal olarak talep edebiliriz. Sürdürülebilir olan diğer kripto paraları korumamız gerekiyor. Bitcoin topluluğunu korumaya gerek görmüyoruz” sözleri kullanılıyor.

Hop başa döndük mü? Bitcoin topluluğunu korumadığınız sürece BTC ile işlem yapılmasına izin vermenizin hiçbir anlamı kalmaz. Çünkü topluluk olmadan Bitcoin olmaz. Bitcoin, geleneksel sistemler gibi başında birinin bulunduğu ve bazılarının “bunu kullanmak zorundasınız” diye dayattığı bir sistem değil. Belki de asıl anlaşılması gereken nokta burasıdır…

Ayrıca yine açıklanan belgelere göre olası bir yasak sonucunda yatırımcıların nasıl etkileneceği de konuşuluyor ve şaşırtıcı bir şekilde bu konuya verilen yanıtta, “Bitcoin yatırımcılarının volatiliteden haberdar olduğu ve yasak durumunda ek bir koruma önlemine gerek olmayacağı” ifade ediliyor. Bitcoin’i yatırımcıyı ve çevreyi korumak adı altında yasaklamak isterken, “Onlar zaten her şeyin farkında, bırakın zarar etsinler” gibi bir yaklaşım ne kadar doğru?

Fazla Enerji Bitcoin’de Kullanılabilir Mi?

Tabii ki rüzgar veya güneş santralleri ihtiyaç olandan daha fazla enerji ürettiğinden madencilik bu alanlarda devam edebilir ve fazla enerji BTC’nin çevreye daha duyarlı bir sistem haline gelmesini sağlayabilir.

Ama yine geleneksel sistem savunucuları bu fazla enerjinin halihazırda kullanılan geleneksel pazarlara yönlendirilebileceğini, enerji depolama yöntemlerinin gelişeceğini ve aslında fazla enerji olmadığını ifade ediyor.

Burada şöyle bir sonuç çıkarabiliyorum: “Siz bizim sunduğumuz sorunlara nasıl çözümler ile gelirseniz gelin biz gelenekselciler olarak Bitcoin’i sevmiyoruz.”

Ayrıca ekonomist Alex de Vries yaptığı açıklamalarda, Bitcoin madenciliğini engellemek ile BTC’nin yok olmayacağını ve asıl fiyatın hedeflenmesi gerektiğini ifade ediyor. De Vries, “Cihaz verimliliğinin artırılması Bitcoin’in enerji tüketimini asla azaltmadı. Bu sektörde makineyi geliştirebilirsiniz ancak bu en iyi ihtimalle insanların bir yerine iki cihazı çalıştırmasını sağlar.” sözlerini kullanıyor. De Vries, bu noktada işlemlerin vergilendirilmesi veya belirli kripto para birimlerinin ticaretini kısıtlaması gerektiğini savunuyor.

Yani belli bir kesim Bitcoin’in getirdiği tüm kolaylığı, tüketicilerin daha ucuz işlem yapma imkanını, prosedürlerin ortadan kalkma ihtimalini, blockchain ile gelen yenilikleri, aracıların yani haksız kazanç elde edenlerin yok olma ihtimalini bir kenara bırakıyor… Peki sizce Bitcoin yasaklanabilir mi?

Bu arada Netzpolitik’in paylaştığı tam metne buradan ulaşabilirsiniz…

Read Entire Article